| Turco | Inglés | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | güvenli yer | safety place n. |
| General | güvenli yer | beachhead n. |
| General | güvenli yer | oasis n. |
| General | güvenli yer | succor [us] n. |
| General | güvenli yer | succour [uk] n. |
| Military | ||
| Military | güvenli yer | safe house n. |
| Archaic | ||
| Archaic | güvenli yer | grith n. |
| Turco | Inglés | |||
|---|---|---|---|---|
| Colloquial | ||||
| Colloquial | güvenli bir yer | a safe place n. | ||
|
Our Europe must be a safe place for everyone, regardless of ethnic identity, race, religion or sexual orientation. Avrupa'mız etnik kimliği, ırkı, dini ya da cinsel yönelimi ne olursa olsun herkes için güvenli bir yer olmalıdır. More Sentences |
||||
| Speaking | ||||
| Speaking | güvenli bir yer | someplace safe expr. | ||
|
You might want to put this someplace safe. Bunu güvenli bir yere koymak isteyebilirsin. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | güvenli ve sığınılacak yer | harborage n. | ||
| General | daha güvenli bir yer bulmak | find a safer place v. | ||
| Speaking | ||||
| Speaking | güvenli bir yer | somewhere safe expr. | ||
| Aeronautic | ||||
| Aeronautic | saldırı alanının yakınında bulunan, helikopterlerin iniş ve kalkış yapmasının güvenli olduğu bir yer | helispot [us] n. | ||
| Marine | ||||
| Marine | güvenli ve sığınılacak bir yer | harbour n. | ||
| Marine | güvenli ve sığınılacak bir yer | harbor n. | ||
| Military | ||||
| Military | askerlerin güvenli şekilde bir araya geldiği yer | place of arms n. | ||
